Türkiye’de Siyasete Dair…!

Türkiye’de iktidara gelebilmek için muhafazakar ,milliyetçi ve biraz da liberal olmak gerekiyor.
Türk siyasi tarihinde seçim süreci içinde bence bu çok önemsenmesi gereken bir tespittir.
Marjinal söylemler seçmenler tarafından hoş karşılanmıyor.
Bir de tabi halka dönük siyaset yapmak gerekiyor.
Bence bu da işin en önemli yanı…
Tam olarak liberalleşememiş olan Türkiye’de…
Siyasette muhafazakarlığın referansını dini söylemler oluşturuyor.
Bu söylemler yeri geldiğinde milliyetçi demeçlerle güçlü hale getiriliyor.
Popülizm halka ulaşmanın aracı olarak kullanılıyor.
Halkın beklentilerine yanıt verme siyaseti kendi kimliğine kavuşturuyor.
…………………………….
CHP seçimlerde neden gereken başarıyı gösteremiyor.?
Bunu tarihten kaynaklanan nedenlere bağlı olarak açıklamak gerekir.
Halka rağmen halkçılık politikası CHP’nin en büyük zaafıdır.
CHP devlet kurucu parti.
Modernleşme adına geleneksel değerleri hızlı bir değişime uğratmış.
Bu konuda halka rağmen Batılılaşma yolunda ne yapılması gerekiyorsa onları yapmaya çalışmış.
Devletçi ekonomi ile de güçlü bürokrasi zümresinin oluşturulmasında etkili olmuş.
Parti olarak da bürokrasi dışında herhangi bir sınıfa dayanmamış.
Açıkça söylemek gerekirse öyle bir sınıfın oluşması için de çaba göstermemiş.
Vehbi Koç dışında…
Vehbi Koç’ta CHP’li olmasının sıkıntısını Demokrat Partili yıllarda fazlasıyla yaşamış.
…………………………..
İkinci Dünya Savaşı yılları CHP’nin halk nazarında özellikle köylüler, esnaf, ticaret ve sanayi erbabı, azınlıklar karşısında itibar yitimine uğradığı yıllar olmuş.
1942 Varlık vergisi ile yabancı menşeli ticaret/sanayi burjuva sınıfını tasfiye etmiş,1943 Toprak Mahsulleri vergisi ile toprak ağlarına çok büyük darbe vurmuş.
Büyük şehirlerde ekmek karnesi uygulaması ise işi çığırından çıkarmış.
Devletle adeta parti özdeşleşmiş.
Savaş yıllarında savaşa girilecekmiş gibi alınan önlemler halkı bezdirmiş, çok büyük sıkıntılar çekilmesine neden olmuş.
………………………………..
İşte Türk siyasetinde muhafazakar-az da olsa milliyetçi partileri sürekli iktidara taşıyan ve onlara her seçimde zafer kazandıran tarihsel tablonun kaynağında CHP’nin izlediği bu politikalar etkili olmuş.
14 Mayıs 1950 seçimleri ile CHP’nin 27 yıllık tek parti iktidarı son buldu.
CHP bundan sonra yapılacak seçimlerde tek başına iktidara gelemedi.
Demokrat Parti 1950-1960 yılları arasında üç seçim kazanmış…
27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi ile iktidardan uzaklaştırılmış.
Eğer bu müdahale olmasıydı,” artık yeter söz milletin” sloganı ile iktidara gelmiş olan Demokrat Parti’yi, CHP’nin iktidardan uzaklaştırması mümkün olabilir miydi.?
Biz hiç ihtimal vermiyoruz…
………………………………….
Siyasetle uğraşan kişilerin geçmişi gelecek adına çok iyi okumaları ve yorumlamaları gerekir.
Geçmişi bilmeden geleceği anlayamazsanız.
Bu çok önemli bir gerçek…
Ülke insanlarımızın tarihten kaynaklanan önemli özellikleri var.
Yani…
Neden hoşlanır.?
Ne zaman üzülür.?
Nelere geçit verir.
Nelere vermez.!
Bunların hepsinin iyi bilinmesi sosyoloji meselesi…
……………………………..
Türk siyasetinde halkı anlamak çok önemli tarihsel analizleri gerektiriyor.
Ezbere siyaset olmuyor.
Siyasi etkinlikte taraf bulma, seçmeni ikna etme belli başlı çalışma gerektiriyor.
Dediğim gibi…
Sosyolojik tahliller çok önemli.
Örgütlü olmak…
Halkın nabzını her daim tutabilmek.
Evet siyasetin başarıya giden kulvarında en önemli ip uçları olarak bunların dikkate alınması gerektiğini düşünmekteyiz.
Seçim işlerini sadece seçim zamanında düşünmek siyasetçiye /siyasi partilere bir şey kazandırmıyor.
Bunu da hepimiz yaşayarak görüyoruz…!

YORUM EKLE
YORUMLAR
Necmettin Çakır
Necmettin Çakır - 9 yıl Önce

sayın kalyoncu, yazınızı ilgiyle okudum. tesbitleriniz çok yerinde. muhafazakar ve dinsel argünların çok kullanılması bu söylem sahiplerinin halkın yanındaymış gibi görünme kolaylığını sağlıyor ve çarklar yine burjuvazimin istemleri doğrultusunda dönüyor. chp dini siyasete alet etmeyi beceremediği için gereken desteği alamıyor, fakat yazınızı okurken mhp hem milliyetçi, hem de muhafazakar ama, ona da iktidar yolu kapalı tutuluyor, bunun yanıtını bulmaya çalışıyorum. güzel bir yazıydı. sağolasın.