Türkler ve İslamiyet

                      Büyük fetihlerle Arapların 751'de Çinlileri yenerek Talas Irmağı boyunca yayılarak Orta Asya'nın islamlaştırılması ideolojisiyle varlıklarını sürdürebilmeleri için savaşçı ve dayanıklılıklarıyla meşhur Türklere ulaşarak köle olarak sahiplenerek (Memlük)  olarak bilinmekteydiler. Mamafih, Sasaniler ve Abbasilerin köle askerleri Türklerden (Memlük) oluşmaktaydı ki Arapların dini olan İslamiyeti tanıyarak zamanla kabul edilmesiyle  doğu da Tarim Havzasından batı da Balkaş gölüne kadar uzanan beldede varlığını sürdüren Karahanlılar Beyliği X. yy ortalarında İslamı kabul ederek müslüman olmuşlardı. Mısır ve Suriye'nin hakimi olan Eyyubiler'de Türk Memlüklülarından oluşan bir büyük imtiyazlara sahip muhafız birliği kurmuşlardı lakin siyasi denetimsizliklerin sonucu itibariyle bu memlüklar (Bahriye Memlükları) 1250'de iktidarı ele geçirerek Moğolları'da 1260 senesinde Suriye'de Ayn Calud'da yenerek  XIII. yy sonunda Suriye ve Filistindeki son Haçlıları pürkürterek 1380'de Çerkez kökenli memlüklar (Burciye Memlükları) tarafından iktidardan uzaklaştırıldılarsa da İslamın yaygınlaştırılması hedefleri olmuş idi.

                   X. yy'ın ikinci yarısında Oğuzların ve Karlukların, Orta Asya'da İslam devletine komşu olmaları zamanla İslamı tanımaya ve katılmaya teşvik olmuştur. Katahanlıların ardından Gaznelilerin ve Selçuklularında İslamla tanışarak kabuluyle Horasan'dan Mısır'a kadar İslamlaştırılarak 1071'de Selçuklu Sultanı Alparslan'ın Malazgirtte Bizans'a karşı zaferiyle Anadolu'nun İslamla tanıştırılması yanında Türklerin yayılmasıyla Moğol istilalarının Anadolu'ya kovuşturduğu Türk boyları, XIV. yy başlarında Anadolu Selçuklu Devletinin ardından bir çok irili ufaklı Türk Beyliklerinin oluşmasıyla İslamı sahiplenerek Osmanlı Beyliğinin çatısı altında Balkanlara ulaştırdılar.

                  Osmanlı İmparatorluğunun İslamiyeti gücünün yettiğince yaygınlaştırılması en büyük hedeflerinden olduğundan doğrudan Balkanlara ve Avrupa'nın içlerine kadar hatta Afrika'nın kıyı beldelerine kah baskıyla kah hoşgörüyle kabul ettirdiler. XIV. yy sonundan itibaren Osmanlılar stratejik siyasi ve askeri taktiklerle senelerce Bulgaristan (545), Yunanistan (400), Sırbistan (539), Karadağ (539), Bosna-Hersek (539), Hırvatistan (539), Makedonya (539), Slovenya (250), Romanya (490), Slovakya (20), Macaristan (160), Moldova (490), Ukrayna (308), Azerbaycan (25), Gürcistan (400), Ermenistan (20), Güney Kıbrıs (293) Kuzey Kıbrıs (293), Güney Rusya (291), Polonya (25), G.Doğu İtalya (20), Arnavutluk (435), Belarus (25), Litvanya (25), Letonya (25), Kosova (539), Voyvodino (166), Irak (402), Suriye (402), İsrail (402), Filistin (402), Ürdün (402), Arabistan (399), Yemen (401), Umman (400), BAE (400), Katar (400), Bahreyn (400), Kuveyt (381), Batı İran (30), Lübnan (402), Mısır (397), Libya (394), Tunus (308), Cezayir (313), Sudan (397), Eritre (350), Cibuti (350), Somali (350), Kenya (350), Tanzanya (250), Kuzey Çad (313), Nijer (300), Kuzey Mozambik (150), Fas (50), Batı Sahra (50), Moritanya (50), Mali (300), Senegal (300), Gambiya (300), Gine Bissau (300), Gine (300), Etiyopya (350) bilahare sınırları içinde olup hilafetine bağladığı Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Singapur, Malezya, Endonezya, Türkistan, Nijerya, Kamerun devletlerindeki insanlara Hak Din İslamı ulaştırarak hizmetlerde bulunmuşlardır.

[email protected]                                             

Araştırmacı Yazar

Volkan Yaşar BERBER

                     

YORUM EKLE