Zamansız Acı Bir Kayıp!

Değerli Gerze Gündem Okurlarım,

Ülkelerin olduğu gibi, her köyün, kasabanın ve şehrin; Devrimci, demokrat, yurtsever gerçek aydınları vardır. 1991 yılında emekli olup Gerze ilçesine yerleştim. İlçemizin birikimli aydınları olan; Osman Çağlayan, Sedat Işıdı ve son olarak yeni kaybettiğimiz Fatih Dönmez ile tanışmıştım.

Her üçüde gerçekten, devrimci, demokrat ve yurtsever genç öğretmenlerdi. Her üçünün ruhları şad mekanları cennet olsun. Başta yakınlarına, sevenlerine ve arkadaşlarına sabır, metanet ve baş sağlığı dilerim...

Arkadaşın ölmesi acıdır. Genellikle bu acı haberi de bir başka arkadaştan duyarız. Ya telefonla yada benim gibi internet aracılığı ile.

Hepimiz biliyoruz ki gözlerden akan bir damla yaş, O'nun hiç geri dönmeyeceği yere gittiğini bilmenin acısıdır. Haberi alan her birey karma karışık duygular yaşamaktadır. Eli ayağı titrer. En zor gününüzde yanınızda olan, sizi teselli eden arkadaşınız, gerçek dost bildiğiniz yoktur artık!

Asla unutamazsınız! Hiç kimseyi şuan O'nun yerine koyamazsınız! Çok derin acıdır bu olay!

Başta bu acıyı en yakından yaşayan, Fatih Dönmez arkadaşın değerli eşine, sevgili kızına, diğer yakınlarına ve arkadaşlarına sabır dilerim.

Her ölüm acıdır. İnsana akrabaların vefatı her zaman için anlaşılır. Hemen her kişi bunu kolay kabullenir. Öyle ya da böyle! Her insan anne ve baba ve diğer yakınlarının bir gün öleceğini bilir, bunu hep

düşünmüştür!

Ama arkadaşlar sanki hep yanımızda olacak gibidirler, ölmeyecek gibidirler, sanki ölmeleri mümkün değildir gibi gelir insana! Sizi yarı yolda bırakıp gitmesi; kaç yaşında olursanız olun, nerede olursanız olun, göz yaşlarını tutamazsınız!

Geçmiş, yitirilmiş, geleceğin önemli bir kısmının sanki hayatımızdan silinmesidir! Hayatımızda açtığı yara pek kolay sarılamayacaktır!

Gülen gözler ölüm gerçeği ile bir kere daha yüzleşip, hayat felsefesinin yönünü çok çabuk jet hızıyla değiştirecektir. Yaşanılan kasaba dar gelecek, dinlenen müzik, okunan kitap, gidilen park ya da kafe...Hepsi boş ve anlamsızlaşacaktır.

En iyi arkadaşlarımızın bedenini toprağa teslim edilirken, biz arkadaşları sızlayan yüreğimizle başbaşa kalacağız! Ölüm değildir aslında yüreğimizi sızlatan... Ayrılıktır!

İnsanı çok uzun süre derinden etkileyen, zamanla acısı dinsede her akla geldiğinde kalbi sızlatan bir olaydır. Ölüm, yeri dolmayacak bir boşluk yaratır. Yaşam boyu tüm koşuşturmaların, hayat için verilen tüm mücadelelerin boşa olduğunu düşündüğümüz an, sanki hayatın anlamsızlaştığını mı anlıyoruz?

Kaybettiğimiz arkadaşımız, yeri kolay kolay dolmayacak bir boşluk yaratır. Ağabeyindir, kardeşindir, herşeyindir ve şimdi yoktur. İnanamazsın önce şaka zannedersin. Olamaz ki, ölemez ki! Çok acıdır, O'na hoşça kal diyememek!

Toprağa gömdüğün arkadaşındır. Gerçekleri birden anlayamazsın. Sanki yarın seni arayıp sesini duyacakmışsın gibi gelir önce. Olamaz! Sonra

göğsündeki boşluğun asla dolmayacağını anlarsın!

Hatta telefon rehberinden ismini, facebooktan arkadaşlığını hala silemezsin! Birlikte yaşadığın anılar gelir aklına. Yıllar geçse de gidemezsin mezarlığa, çünkü hiç inanamazsın burada olmadığına!

Belki de başka şehirdedir diye düşünebilirsin!

Yalnız kalmak o kadar fazla yalnızlıktır ki, bir kalabalıkta yer edinmeye kalkışır insan; ama hiçbir kalabalık tek bir arkadaşın,

Gerçek bir "DOSTUN" yerini dolduramaz!

Tanığım kadar Meslek Arkadaşım Fatih DÖNMEZ, adam gibi adam, iyi bir eş, çok sevecen bir baba, büyüklerine saygıda hürmetkar, öğrencilerine baba gibi davranan ve doğru bildiklerinden ödün vermeyen devrimci bir öğretmendi...

Ruhu şad mekanı cennet olsun...

Esen kalın.

Ali Vacit TOKMAK

YORUM EKLE