İSTANBUL'DA YAŞAYAN HEMŞEHRİLERİME...

Kıymetli Kardeşlerim,

9 Ocak Cuma günü katıldığım İstanbul Sinopspor gecesinde yaptığım konuşmadan sonra hemşehrilerimin anlamsız bir tartışma içine çekildiğini üzülerek takip ediyorum..

Öncelikle ifade edeyim ki bu tür haberlere asla cevap vermiyor takdiri okuyuculara bırakmaya çalışıyorum. Ancak bu haber üzerine yapılan yorumların bizim birliğimize zarar verir duruma geldiğini gördüğüm için bazı hususları paylaşma ihtiyacı hissettim..

1. Benim bu tür organizasyonlara ne kadar önem verdiğimi ve katılmaya çalışacağımı, nasıl bir hemşehrici olduğumu İstanbul günlerimizden sizler çok iyi bilirsiniz..

2. Yine bu tür faaliyetlere siyaset bulaşmasına ne kadar karşı olduğumu, bu tür algıların birlik beraberlik çalışmalarına zarar verdiğini düşündüğümü ve katıldığım organizasyonlarda seçim ziyaretleri hariç siyasi bir konuşma yapmadığımı sizler çok iyi bilirsiniz...

3. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sizlerin birliği ve beraberliği için elimden gelen katkıyı koymaya devam edeceğim. Bu tür yaklaşımların bazı fırsatçıların ekmeğine yağ süreceğini unutmayın ve birbirinizi kırmayın lütfen..

3. İstanbul Sinopspor Başkanı Sayın Ramazan Aşçı benim kardeşimdir, dostumdur. Öyle de kalacaktır. Yöneticileri de fedakar kardeşlerimizdir. Kimseyi protesto etmek ya da organizasyonu karalamak asla aklımızdan geçecek bir konu değildir.

Olay şudur..

Ramazan Aşçı defalarca aramış ve katılmamı istemiştir. Sırf o programa saatli olarak katılmak üzere İstanbul'a geldim. Sn Engin Altay'la dışarıda buluşup kol kola salona girdik ve gösterilen yerimize oturduk. Programın başlaması için bir saat ten fazla bekledik. Bizden sonra gelen siyasi partilerin il ve ilçe başkanları vs protokol mensupları bir kaç kez anons edilmiş olmasına rağmen, tam sunucunun karşısında oturduğumuz halde biz Sinop'un iki milletvekili ısrarla anons edilmedik. Hem Engin Bey Hem de şahsım bu yok sayılmadan son derece rahatsız olduk. Konuşmaya davet edildiğimde de bu rahatsızlığımı ifade ettim.

4. Yaklaşık beş dakika süren konuşmam üç dört sefer alkışlarla kesilmiştir.

5. Kimse protesto etmemiştir. Protesto edildiysem beni protesto edenler neden benden sonra salonu terk etsinler ki?

6. Yapmak istediğim şey sadece Sırf o programa katılmak için oraya gelen Sinop'un vekillerini yok sayıp salonda bulunan herkesi anons eden sunucunun yaptığı yanlışa dikkat çekmektir. Yok sayılacaksak davet edilmeyiz olur biter demektir bu.

7. Salondan ayrılmamız protesto için değildir. Program geç başlamıştır, Engin Bey'in toplantısı benim de uçak saatim geldiği için salondan hemen ayrılmak zorunda kaldık.

Bu arada sunucu bütün sorumluluğun kendisine ait olduğunu, bir kastının olmadığını da mikrofondan ifade etmiştir.

Gerek ses tonu gerekse üslup bakımından son derece samimi sıcak bir dertleşme şeklinde geçen bu konuşmadan neredeyse 24 saat sonra birilerinin bunu farklı şekilde haberleştirmeye kalkışmasını, özellikle bu seçim dönemlerinde bu tür haberlerin hangi maksatlara matuf yapılabileceğini değerlendirebilecek kıymetli kardeşlerim şunu da belirtmek isterim. Benim anons edilip edilmemek gibi bir derdimin olmayacağını sizler zaten takdir edersiniz. Ama herkesi sürekli anons edip seçtiklerinizi, elindeki mikrofondan aldığı güçle yok saymaya çalışan bir sunucuya yanlışını hatırlatmazsak emanetinizi korumamış olurduk..

Bizler Mehmet Âkif'in

"Yumuşak başlı isem kim demiş uysal koyunum?

Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum."

Mısralarını okuyarak yetişmiş bir neslin temsilcileriyiz. Her ortamda sizin vekaletinizin hakkını vermekte boynumuzun borcudur.

Şimdi lütfen şu konuşma videomu da beş dakikanızı ayırarak dinleyin ve bu haber ne amaçla yapılmış olabilir siz karar verin...Sizleri çok seviyorum...selam ve saygılarımla..

Gerze Gündem Haber