“Tarihi, bir toplumun aynı zamanda geleceğidir”, gibi doğru, ancak beylik sözler etmeden direkt olarak konuya girmek istiyoruz. Gerze’nin tarihi hakkında bilgimizi, “bilgilerimizi” diyemiyoruz, çünkü birçoğumuzun, hatta tamamına yakınımızın çoğullaştırma ifadesi kullanılamayacak ölçüde bilgi fakiri olduğumuz bir gerçek. Aslında bu konuda tarihsel bir avantaja sahip olmamıza rağmen ve bu değer Gerze’nin tarihine doğru ışığı tutmak adına aylar süren çalışmasını Antik Carusa/Şirin Gerze isimli eseri il kitaplaştırmasına rağmen, Gerzenin tarihi ile ilgili olarak, halen geçmişten gelen yanlış ve basmakalıp ve kulaktan dolma ifadeleri kullanmada ısrar ediyoruz.. O eseri bir kez okumakla, tarihimiz hakkında nasıl donanım sahibi olabileceğimizi bilmekten uzak, o değerli kaynak temin edenler tarafından belki bir kez bile sayfası aralanmadan kütüphanelerimizdeki yerinde sırasının gelmesini bekliyor. Sözü daha fazla uzatmadan sizleri; öz be öz Gerze’li ve yarım asırdan fazla ömrünün tamamını tarihe adamış hemşerimiz, Tarihçi- Araştırmacı Yazar ve gazetemiz köşe yazarı Hür Kalyoncu’nun Gerze’nin tarihi ile ilgili birkaç bölüm halinde sunacağımız deneme yazısı ile baş başa bırakıyoruz ve “ben Gerzeliyim” diyen herkesin okumasını ısrarla öneriyoruz.   Bu yazının amacı; Gerze ile çeşitli kaynaklarda yer alan ve tekrarlana gelen bazı yanlışları düzeltmektir.

Ağustos 2015’te yaptığım bir gezi sırasında Belediye’in turistik amaçlı hazırlamış olduğu bir tanıtım panosunda Gerze’nin eski adı olarak Zagora geçmekte ve buna şasılası vaziyette bazı adlandırmalar bu duruma bağlı olarak ekli vaziyette zikredilmekte idi. Gürzuhatun, Savetova, Argibitte, Gezonolit,mızraklılar ülkesi gibi…

Oysa biz antik dönemi konu alan yazarların eserlerinden bahisle Gerze’nin en eski adının CARUSA olduğunu yazdığımız kitaba başlık yapmıştık.

2009’da yayımladığımız ŞİRİN GERZE/ANTİK CARUSA kitasının ardından Sinop Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Yrd.Doç.Dr. Mehmet Kıldıroğlu’da Gerze Gündemdeki köşesinde Gerze’nin antik adı hakkında bilgiler sunmuş adeta kaleme aldığı bu yazısıyla bizi doğrulamıştı.

Gerze Belediye Başkanı Sayın Osman Belovacıklı’ya durumu anlattığımızda bu düzeltme yazısını yayımlamamızı hoş karşıladı ve anlayışla karşıladı.

Bize bu yazıyı kaleme alma cesareti veren Gerze Belediye Başkanı Sayın Osman Belovacıklı’ya buradan teşekkürlerimizi sunarız.

…………………………………………

Çünkü “bugün düne, yarında bugüne” muhtaçtır.

Bu gereksinim insanları varlıklarını daha iyi anlama konusunda geçmişe ilgi göstermelerine neden olmaktadır.

Bu yazımızda Gerze’yi ve onun tarihini, kültürünü öğrenmeye yönelik yorum  denemesi çabası içinde olacağız…

 Bu çaba, Gerze ile ilgili gerçeklerin ortaya çıkarılması ve gelecekle ilgili bir takım somut önerilerin yapılabilmesini olanaklı hale getirebilme düşüncesi taşımaktadır.

Şurası bir gerçek ki, kanaat önderleri aynı zamanda yaşadıkları toplumun önünü açıcı çabalar içine girebiliyorlarsa, liderlik yapabiliyorlarsa o toplumların ilerlemesi daha kolay olmaktadır.

Bu anlamda Gerze’nin turizm maksatlı tanıtımını konu alan faaliyetler içerisinde bir kültür hamlesi olarak 1986’lı yıllarda Gerze’de kaymakamlık yapmış olan Özcan Erdoğan’ı saygıyla anmak isterim.

O hazırladığı /hazırlattığı bir kitapçıkta “Gerze’yi Karadeniz’in turizm vitrini” olarak tanımlamıştı…

Ancak bundan sonra gösterilen çabalar bu vitrini dolduracak yetkinlikte olmadığı için bu şirin /güzel/kuzeyin yıldızı olarak nitelenen ilçemiz, turizm alanında yeterli gelişmeyi gösterememiştir.

Artık Gerze için bir şeyler yapmanın zamanı gelmiş ve hatta bu noktada çok zaman bile kaybedilmiştir.

En azından bu konuda ben böyle düşünmekteyim.

Şimdi sizlere burada sıkça tekrarlanan yanlışlıkları önleme adına Gerze tarihi ile ilgili birkaç hususa değinmek istiyorum.

Mesela bu anlamda burada üzerinde durmayı yeğlediğim Antik Carusa meselesi var…

Üniversitesinden Prof.Owen Doonan,Antik Carusa’nın ortaya çıkarılması konusunda

şimdiye kadar bir kazı yapılmamasını “Gerze’nin ve Gerzelilerin bir şansızlığı” olarak görmekte ve Antik Carusa’nın Gerze’nin 1 km kuzey-batısındaki Uçuk mevkii olabileceğini iddia etmektedir.

Ben arkeolog değilim. Ancak sayın profesörün bu öngörüsünü şüpheli bulduğumu da buradan açıkça belirtmek durumundayım.

Gerze Gündem Haber