Osmanlı ya ait maalesef bir çok eserler Avrupalıların müzelerinde yerini almaktadır ve de bilahare kah müzayede kah gayri resmi yollarla temin ettikleri eserleri iade etmek bir yana bizleri suçlarlar ki sizler sahip çıkamıyorsunuz diyerek acı ama gerçektir. Avrupa müzelerinde, galelerinde İstanbul abidelerinden alınarak götürülmüş müteaddit kıymetli sanat eserleri yer almaktadır. Louvre müzesinin şarka aid çimi salonunda ''Piyale Paşa camiinden alınmış'' kaydile iki değerli Panu teşhir edilmektedir. Paris tezyini sanatlar müzesinde ise Bay Kelekyanın koleksiyonundan işaretile ve Küçük Asya etiketile bir çok Türk eserleri teşhir olunmaktadır. Bursa kadifeleri, Üsküdar çatmaları, nefis halılarımız yanında İstanbul'un cami ve saraylarından çalınmış nadir çinilerimiz vardır. IV. Mehmet'in yaptırdığı bir kasırdan sökülmüş olduğu anlaşılan kıymetli paha biçilmez kitabeler büyük bir çini sergilenmektedir.
Çini parçalar arasında 1731 yılında İstanbul'da Tekfür sarayında imal olunmuş çini bir ocak, Sadrazam Fuad Paşa konağının bir salonunu süslemekte iken bir yangında bina yanmış ve ocak kurtarılarak yabancı bir koleksiyoncunun eline gayri şekilde geçmiştir. Bugün bu nefis çini ocak bu salonun göz alan şaheserleri arasındadır. Salonun nefis altın nakışlar ile Türk tahta işçiliğinin hakikaten ender parçası olan bir pencere kapağı'' İstanbul'da Şehzade türbesinden ''alınmıştır kaydile teşhir olunmaktadır. Mamafih Kumaşlar arasında altın, gümüş tellerle işlenmiş müzehheb kadife Bursa kumaşlarından yapılmış küçük şehzade kaftanları da bulunmaktadır. Bu kaftanların etiketlerinde '' İstanbul ve Bursa Padişah türbelerinden '' alınmıştır kaydı vardır. Temenimiz yetkilerce ciddiye alınarak var olan kıymetlilerimize daha fazla sahip çıkabilmeyi özümsemektir.
Araştırmacı Yazar
Volkan Yaşar Berber