Kayra'nın Parmak İzleri

         Sanatçı çevresinden, esinlerine ya da esinlendiği bir konu seçer ve bunun içini tutkularıyla doldurur. Sanata gönül vermiş olup yoktur ki, insan tutkularının parmak izlerini taşımasın. Sanatçı yapıtını hazırlarken bir kayra timsali sesle, resimle, yontuyla, görselleştirmesiyle insan toplulukları arasında süregelen iletişim, en üst düzeydeki tutku bağlarıyla düğümlenmiştir. Sanat, bilinçli bir uslanmanın daha fazlasıdır kanımca ki bir tutku bir birlikteliktir yalnızlığımda beni bırakmayan, Ekonomik zorunlulukların ortamında bilinir ki bir çok eser tutkuyla bağdaştırılarak verim alınmış olup toplumuza kısmen kısa süreç kısmen uzun süreç sonunda kazandırılmışlardır.

 

        Evrensel sanatsal bakışımızdan mamafih Avrasya'nın doğu ve batıyı karşılaştırırsak, her ikisinin de akıl-dışısal arasındaki geiliminin tarihlerini ve iç evrimlerinin bu gerilimle yönlendirildiğini gözlemleyebiliriz. Elbetteki birçok, insanlığın sanatsal yaratış ve dile getirilişleri saymakla bitmez, Üslupların oluşturulmasındaki görünmeyen yasa, gücünü akıl-dışısal arasındaki geriliminden almaktadır. Artık iç dünyasını tutkuyla dış dünyaya açılmış olan ruhun alma ve kavrama yetisi ile zihnin zengin gücü arasında bir denge kurulmakta, zihin, kavramları ve fikirleri konusunda iç dünyasını bilgilendirmekte ve hem gözleri hem de kendiliğinden duyumları denetimi altına almaktadır.

 

         Vesselam, Bu olgunluğa ulaşmamış aşamada sanatçı, kendi ruhu ile dünya ruhunu kesin bir şekilde birbirinden henüz ayırt edememiştir. Üslup, sanatçının eserine yansıttığı belli bir takım zihinsel verilerle yönlendirilmektedir. Bezginlik duygusunun, yeteneksiz kimseleri akademizme ya da büyük ustaların sanatından çıkarılmış basmakalıp kurallara bağlanmaya ve kendilerinin herhangi bir kayra yapmama konusunda mazeret bulmalarına yol açmaktadır.

[email protected]

Araştırma Yazar

Volkan Yaşar Berber

YORUM EKLE