Mısır Çarşısı

Osmanlı da çarşılar daima halkın ve göçenlerin muhtelif ihtiyacını karşılayan yegane noktalardan olmuştur. Bugünkü Mısır çarşısının bulunduğu yerde evvelde Cenevizlilerle, Venediklilerin üzeri kapalı eski bir çarşıları vardı. Dördüncü Mehmed'in validesi zamane Safiye Sultanın yarım kalmış inşası olan Yeni caminin inşasını tekrar başlatarak yanına dahili külliyesinin imarı emrini veren Rus asıllı Turhan Hatice Sultan 1660 senesine doğru bu sahada bugünkü Mısır çarşısını inşa ettirerek eski tip dükkanlarda çeşit çeşit nebatlar, kuru ve yaş çiçekler, şap, tohumlar, ağaç kabukları, yılan gömleği, kaplumbağa kabukları, çeşit çeşit baharatları mevcuttu. Dünyanın her yerinden buraya muhtelif aktariyeler ulaşırdı. Dükkanlar aynı zamanda birer eczahane görevi görürlerdi.

Osmanlı döneminde sağlıkla ilgili ilk bilgilerin Yıldırım Bayezıd dönemine ait olduğunu göstermektedir. Bu belgelerin incelenmesi sonucunda o dönemde ''Şerbetçi'' ve ''Aşşab'' adı verilen ve ilaç hazırlanmakla görevlendirilen kişilerin varlığı ortaya çıkmaktadır. Bu görevliler usta-çırak yöntemi ile yetiştirilmektedir. Mısır çarşısı zamane büsbütün Anadolu'nun aktarı olarak anılması yanlış bir bulgu değildir sanırım, Zamana ayak uydurulmasıyla yavaş yavaş Mısır çarşısının bu havası değişerek, aktar ve baharatçıların yanında mobilyacılar, kuyumcular, kıymetli muhtelif eşya satanlar yerleşmeye başlamıştır. Tadilatlarla burası muhtelif her ihtiyacı karşılayan mağazalar oluşturulmuştur. Bir variyete göre çarşıya getirilen bir çok envai ürünün mısırdan ulaştırıldığı için ''Mısır çarşısı'' olarak anıldığıdır.

Yeni Cami Vakfiyesinde Mısır Çarşısı ile ilgili mevzuatı aynen nakl edilirse; ''Doğruluk ve dine bağlılıkları ile tanınmış, koruyuculukta benzerlerine az rastlanan, gerekli hizmete muktedir iki kişi çarşı kapıcıları ola. Münavebe ile çarşı kapılarını akşam kapayıp, sabah namazında aça. Ciddi ve doğru sözlü ola. Bir kişi ve bir kimsenin, az yada çok, değerli ya da değersiz bir nesnesinin asla yitirilmemesi yolunda ellerinden gelen en son gayreti göstereler. Gündelik ücretleri sekizer akçe ola... Altı nefer dürüst ve ayağına çabuk kişilerden ikisi çarşısı süpürücüsü olup bunlar her gün çarşının içini silip süpüre. Dört neferi ise helalar süpürücüsü olup bunlar münavebe ile her gün temizlik işlerine devam ederek temizlik işleri ile meşgul ola. Asla tembellik, önemsememe kolaya kaçma kusuru işleyemeyeler. Gündelik ücretleri sekizer akçe ola. Doğru ve sağlam bir kişi süpürücü olup, camide ve çarşıda toplanan süprüntü kaldırıp çöp süprüntü dökme yerine döke. Görev gündeliği on akçe ola...'' şeklindedir.

[email protected]

Araştırmacı Yazar

Volkan Yaşar BERBER

YORUM EKLE