Osmanlılarda Eyalet Askerleri

                    Osmanlılarda Eyalet askerleri, Tımar kurumuna dayanıyordu ki XVI. yz. sonuna kadar ordunun asıl gücünü oluşturmaktaydılar. Tımar kurumu, imparatorluğun askeri, aynı zamanda ekonomik düzeninin temeli sayılabilinirdi. Sipahi, tımarının karşılığı olarak, donatımını ve atının bakımını sağlamakla yükümlü olup Kurum, parasal olanakların sınırlı olduğu ve maliye örgütünün üreticiler üzerine konan vergilerin hepsini toplayacak kadar gelişmediği bir sırada, büyük bir orduyu kurup sürdürme ihtiyacına cevap veriyordu. Tımar sahibi, her 3.000 akçelik geliri için bir silahlı kişi,  ''cebeli'yi besleyip donatmakla yükğmlüydü ki silahları yay, kalkan, kılıç, mızrak ve topuzdu.

               XVI. yy'ın başlarında  9.000 akçelik tımara sahip bir sipahinin, bir zırh ve bir çadırla donanmış halde ve yanında da üç cebeli ile sefere katılması zaruri olup savaş alanında tımarlı ordu cephenin iki kanadı üzerinde yarım ay şeklinde yer alırlardı. Osmalı da XVI. yy sonunda tımarlı sipahilerle yanlarında getirdikleri cebelilerin sayısı 150.000'e ulaşıyordu. Eyalet askerlerinde Akıncılar, düşman ülkeye baskın yapmakta kullanılan hafif süvarilerdi. Düşman beldelerini yağmalayıp, esir alıp, hayvanlarını toplayıp ganimetle yaşamaktaydılar. XVI. yy'da akıncı beyleri Mihal, Turahan, Evenos, Malkoç gibi Rumeli fatihlerinin soyundan geliyordu. Sırbistan da ve Bosna'da ''Deli'' diye adlandırılan birliklerde aynı şekilde görevliydiler. Bu birliklerden orduya yararı dokunan ''Yayalar'', ''Kazma'', ''Doldurma'', ''Müsellemeler'' aralarından seçilirlerdi. Rumeli de buna benzer ''Yörükler'' örgütü vardı ki aynı görevi üstlenmiş ayrı idiler. Süvari müsellemeler ise hem dört sancak halinde Anadolu'da, hem 'kızılca müsellem ' sancağını oluşturarak Rumeli de yerleşik idiler. Atların bakımından sorumlu ''Voynuklar'' ın da bu birliklerle hareket ettiği sabittir.

                ''Dizdar'' denilen yöneticilerin komutasındaki garnizonlarda duruma göre tımarlı veya ücretli çeşitli birlikler bulunmaktaydı. İçlerinde bir kaç silahçı, topçu erleri, dülgerler, dökümcüler vb. bulunduğu asıl garnizon sorumlularına, yardımcı birlikler azablar, beşliler, farisan süvariler, derbentçi gibi piyadeler eklenerek muhtelif görevlerde orduda hizmet ederlerdi. Bu askerler çevre halkından gönüllülerden toplanarak oluşturulup, vergi hizmetlerinden muaf tutulurlardı.  XVI. yy.'ın ortalarında Anadolu'da 2.288 ve Rumeli'de 1.906 köylü ailesi bu statü ierisinde yaşamaktaydılar. Osmanlı da her vatandaş yarı asker yarı çiftçi olup daima savaşa hazır bulunmasıyla ün kazanmışlardı.

[email protected]                                                   

Araştırmacı Yazar

Volkan Yaşar Berber

YORUM EKLE