Biz zaten sessiz, daha doğrusu sloganlar ve kavgaların gürültüsüyle sesi bastırılmaya çalışılan, sağduyulu Gerze çoğunluğunu temsil ettiğimize inanıyoruz. Aramızda tüm siyasi görüşlerden, CHP’den, AK Parti’den MHP’den, sosyalistlerden öncü arkadaşlar olması da bunu doğruluyor. Sağduyu, vicdan ve birbirine saygı gibi sivil değerler, Gerze’nin kalkınma ve çevre soruları için farklılıklarımızla bir araya gelmemizi sağlıyor. Her gün daha da güçlenerek yola devam ediyoruz. Baskılara rağmen sayımızı ve gücümüzü artırarak bugüne gelmiş olmamız, bunun en güzel kanıtıdır. Üye yapmak için büyük bir çaba sarf etmememize rağmen üye sayımız şimdiden 200’e yaklaştı. Derneği ilk kurduğumuzda kurulları doldurmakta zorlanıyorduk. Eski yönetimimizin, tüm üyelerimizin cesaret ve özverisi ile bu durum çoktan aşıldı. Yeni yönetimi oluştururken pek çok değerli arkadaşımız arasında seçim yapmakta zorlandık. Gerze’de bizim amaçlarımızı paylaşan, çevreye saygılı bir kalkınma isteyen aydınlık insanlar büyük ve sessiz bir çoğunluk oluşturuyor. Ancak, bu insanların önemli bir kısmının işleri, kariyerleri ya da ticari hayatları Gerze’nin gelişim ve kalkınma ihtimalinden rahatsızlık duyan yerel egemenlere bağlı. Bu yerel egemenlerden farklı düşünenler işlerini, alışverişlerini kaybediyor. O yüzden sessiz çoğunluk işlerini ve ticaretlerini kaybetmemek için şimdilik susuyor. Ancak GERÇEK herkesin benimseyeceği, yararı tartışılmaz etkinliklerle çoğunluğun sesinin her geçen gün daha da güçlü çıkmasını sağlıyor. Bu sesi giderek daha sık, daha gür duyacağız.
Diyelim ki yarın termik santralin yapılmasından vazgeçildiğini kesin olarak öğrendiniz. Tepkiniz ne olurdu? Daha sonraki faaliyetleriniz neler olurdu?
Gerze’nin, 1,7 milyar dolarlık bir yatırımın getireceği kalkınma ve ekonomik canlanma imkânlarını ve Anadolu Grubu gibi saygın bir yatırımcıyı kaybetmesi bizi üzerdi elbette ama faaliyetlerimizde değişen hiçbir şey olmazdı. Programımızı uygulamaya aynen devam ederdik. Termik olsun ya da olmasın Gerze’nin çevreye ve insana saygılı kalkınması için sinerji, bilgi ve ortam yaratmaya yönelik çabalarımız devam ederdi. Termikle zaten hiç alakası olmayan panel programımızı uygulamaya devam ederdik. Gerze’nin çevre sorunlarıyla ilgili çabalarımız, Gerzelinin girişimcilik gücünü artırmaya yönelik arayış ve çalışmalarımız sürerdi. Gerze için yeni ve saygılı yatırımcılar arar, Gerze’nin potansiyellerini tanıtmaya devam ederdik.
Bir de soruyu değiştirelim. Tam tersine Termik santral yapımına başlandı ve geri dönüş artık yok. O zaman ki tepkiniz ve sonrası faaliyetleriniz neler olurdu?
Yarın inşaat başlarsa çevre dâhil tüm insani ve sosyal etkilerinin en iyi şekilde denetimi ve yatırımın Gerze’ye yönelik faydalarının çoğaltılması için en önde müzakere eden, baskı oluşturan, gerçekten araştıran, çözüm öneren biz olacağız. Çünkü bizim varlığımız Gerze’nin çevreye saygılı ve insanca kalkınmasıyla ilgili. Bu da sürekli ve devamlı bir çaba, dikkat ve sürekli özen gerektiriyor.
Ama bu sorunuz şu an yaşadığımız ve Gerze’nin geleceğini etkileyecek çok önemli başka bir sorunu gündeme getirmek için vesile oldu. Biz termik konusunda yerel yönetimin görevini üstlenemeyiz, ancak baskı unsuru olabiliriz. Eğer yerel yönetim bugünkü yatırımcıyla, projeyle diyaloga kapalı tavrını sürdürürse, iş santralin yapım aşamasına geldiğinde, bu yatırımın Gerze’ye en çok faydayı sağlaması için korkarız geç olacak. Gerze olarak bazı çok önemli fayda ve fırsatları kaçıracak, olduğu kadarıyla yetinmek zorunda kalıp pişman olacağız. Çevreyle hiç ilgisi olmayan ama başka ve öngöremediğimiz konularla hazırlıksız biçimde karşılaşacağız.
Sayın Belediye Başkanı bize vatan haini dese de demese de biz bu gerçeği tekrar tekrar vurgulayacağız. Çünkü bu tür önemli ve büyük yatırımlarda halkın resmi temsilcilerinin, kişisel düşünceleri ne olursa olsun, üstlerine düşen görevler, halk adına kaçırmaması gereken önemli fırsatlar var. En başından itibaren, projeye hâkim olması gerekiyor. Nasıl olsa yaptırmayacağına güvenerek bu fırsatları heba edemez, önlemleri ihmal edemez. Bunun için de tabii bilimsel donanım ve ekip sahibi olmak ama daha da önemlisi yatırımcıyla diyalog ve müzakere içinde olmak, somut bilgiye dayanan gerçekçi talepler öne sürmek gerekiyor.
Biz yerel yönetimin yapması gerekeni yapamayız ama yine de Gerzeli olarak şimdiden bu donanım ve diyalogu sağlamak için çaba sarf ediyoruz. Projenin olası etkileri ve faydalarına hâkim olmaya çalışıyoruz. Bu konudaki bilgilerimizi şimdiden üyelerimizle ve Gerzelilerle paylaşıyoruz.
Eğer termik santral konusu baskısız tehditsiz küfürsüz bir ortamda bilim insanlarının katılımıyla açık açık tartışılıp konuşulabilir hale gelirse Gerzenin bu bilgi paylaşımını çok daha geniş ve etkili bir şekilde yapabileceği aşikâr. Hepimiz, sizin, bu röportajlarla yaptığınız gibi, medeni diyalog ve müzakere ortamını sağlamak üzere çalışmalıyız. Yerel yönetimi de, YEGEP’çi arkadaşlarımızı da bunun için ikna etmeliyiz.
Ülkemizde, diğer termik santrallerinin bulunduğu yerlere ziyaretlerinizin olduğunu biliyoruz. Oralardaki izlenimleriniz neler oldu?
Şu anda GERÇEK’in Yönetim Kurulunda olan bazı üyeler ve birçok üyemiz SUGÖZÜ Termik Santralı’nı gördü ve incelemelerde bulundu. Edinilen izlenimleri şöyle özetlemek mümkün:
i. Bu santral, Türkiye Çevre ve Orman Bakanlığı ile Avrupa Birliği’nin ilgili standartlarına göre kurulmuş ve bu standartlara göre işletilmektedir.
ii. Çevre ve Orman Bakanlığı Valilik ve ilgili kamu kuruluşları ile işletmeci şirket, santralın çevreye olan etkilerinin söz konusu standartlara uygunluğunu çok yakından, hatta online olarak izlemektedir.
iii. Tesiste 30’u mühendis olmak üzere 900 civarında kişi çalışmaktadır.
iv. Santralden çıkan kül, son yıllarda çimento katkı malzemesi olarak kullanıldığı için santral sahasında bu külleri çimento fabrikalarına taşımak üzere sırada bekleyen birçok sayıda silobus tabir edilen kamyonlar görülmüştür.
v. Gerek santral sahasında gerekse santralın çevresindeki bitki örtüsünde bir bozulma görülmemiştir.Hatta santral sahasının içerisinde tarım çalışmaları yapıldığı sera ve narenciye ağaçlarının olduğu görülmüştür.
vi. Civar köy ve kasabalarda santralın yaptığı birtakım alt ve üstyapı çalışmaları görülmüştür. Ancak santralın yapım aşamasında ve öncesinde, bu mahallerdeki bir kısım kişi ve kuruluşlar santral yapımına karşı çıktığı için bu yatırımların ve istihdamın bu bölgelere yeteri kadar yansıtılamadığı, hem santral yetkililerince, hem de bölge sakinlerince belirtilmiştir.
vii. Sonuç olarak bu tür santrallerin gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de inşa edilmesi ve işletilmesi halinde çevreye zarar vermeyeceği kanaatini edindik
Bütün bu gözlemlerimiz santralin içinde ve dışında bizzat yaptığımız incelemeler sonucudur. Sugözü Santrali sahasına bile gitmeyen YEGEP üyeleri ise santral hakkındaki önyargılarını yapamadıkları santral ziyaretinin gözlem ve sonucuymuş gibi ifade etmişlerdir. Bu santral hakkında asılsız ve yanlı haberler yayınlamışlardır.
Bugün de bu kadar….
Yarın kalan sorulara verilen cevaplarla devam edeceğiz.
Gerze Gündem Haber
Bu yazıya onay veren Gerzeli olamaz.Bu iş çığrından çıkmıştır.Çıkar için para için insanların gözü dönmüştür.Biz davamızda sonuna kadar savaşacağız.Bu çapulculara pabuç bırakmayacağız