Gerze Gündem’e yağmur gibi gelen mailler Gerzeli olsun olmasın büyük bir kitlenin desteğini gözler önüne seriyor.

Bunlardan bir tanesini sizlerle paylaşmadan edemedik. Kendisi de Gerzeli olan ve babası değerli insan Hasan Çağlayan’ı da kanser iletinden kaybeden gazeteci Erdem Çağlayan’ın bu yazısını keyifle okuyacak ve kelimelerin arasında, yapılan mücadelenin büyüklüğünü bir daha yaşayacaksınız.

İşte o yazı:

Gerze ‘Terör Örgütü!!’

Anadolu Grubu’nun Türk halkından kazandığı paralarla elde ettiği güç, halka yine geri dönüyor. İlk bakışta “ne güzel” diyebilirsiniz. Ancak bu güç Gerzeliye, Yaykıl köylüsüne biber gazı, cop, silah ve hakaret şeklinde döndü.

İleri demokrasiye ‘level atlamış’ bir ülkenin vatandaşları olarak, 5 Eylül günü demokrasinin nimetlerinden fazlasıyla yararlandık. Yediği biber gazından hala genzi yananlar varsa bilmelidirler ki, bu vücudunuzun ‘yeni ve üstün’ ileri demokrasi anlayışına karşı gösterdiği bir çeşit tepkidir. Zamanla alışırsınız, ya da alışmamayı seçip terörist damgası yersiniz.

Halkın egemenliği, çoğunluğun iktidarı gibi söylemlerle bezenmiş bir demokrasi idealinde, para odaklarının önünde engel duruyorsanız, yaşam hakkınızı, sahip olduğunuz en değerli varlığı ‘doğayı’ koruyorsanız, teröristsiniz. Bunu jandarmadan, polisten yediğiniz coptan, biber gazından, tartaklanan köylü kadınların isyankar naralarından anlamalısınız.. Askerinize, polisinize, kardeşinize kurşun sıkıp, sonra sınırda çiçeklerle karşılanmıyorsanız, bilin ki teröristsiniz.

Halk boğazına zincir dolamak isteyenlere karşı

‘Bu halk Termik Santral’e niçin karşı çıkıyor?’ sorusuna yanıt arayan normal zeka seviyesindeki her insan görmektedir ki, sağlık sorunlarından, çevre katliamına kadar bir zincirin halkaları gibi dizilip giden onlarca neden var. Kısacası, Gerzeli boğazına bu zincirin dolanmasını istemiyor, nefes almak istiyor. Cici prodüksiyon şirketlerinin hazırladığı cici tanıtım filmleri, uzman PR’cılar tarafından yürütülen lobi faaliyetleri, rüşvetle kandırılan ‘baba bana para ver borazancıları’ ve daha nicesi gerçekleri gizlemeye yetmiyor.

Sinop’un yıllarca neden göç verdiğini, hayvancılığın, tarımın, üretimin niçin canına okunduğunu analiz etmeye çalıştığınızda, komplocu oluyorsunuz. Ancak ‘bak ne güzel yatırım yapılıyor’ deyip gözlerinizi yumarsanız, işte o zaman baş tacı oluyorsunuz.

Anadolu Grubu Gerze Kanser Hastanesi

Eminim ki, bu satırları okuyan birçok Gerzeli, ya kendi kanserle mücadele halinde, ya da bir yakını. Ya da daha şanssızsanız çoktan elinizden kayıp gitmiştir elinizden sevdikleriniz. Biz kaderi Çernobil’le yazılmış insanlarız. Hücrelerimizin psikolojisi çoktan bozulmuş radyoaktiviteyle. Kafaları ne zaman bozulur da içten içe bizi yemeye başlarlar bilinmez. Hal böyleyken nükleer ya da  termik santrali getirip bahçemize kurmak istemeleri , küfür etmek gibi sanki. Eğer Anadolu Grubu gerçekten bölge insanına katkı sağlamak istiyorsa, amacı ülkenin bu güzide insanlarının yaşadığı köşesine hizmet etmekse, gelsin tam teşekküllü bir kanser hastanesi kursun. Ama bunu rüşvet olarak değil, termiksiz bir Gerze’ye tek ideal olarak yapsın. O zaman Tuncay Bey, köşkten iskeleye herkese selam vererek yürüyebilir, limanda gençlerle oturabilir.

Çoğulcu demokrasinin tekil insanları

Mücadele yılmadan sürecek. Gerzeli pes etmeyecek. Vurulup, kırılacağız. Bizi birbirimize düşürmeye çalışacaklar. Canımızı yakıp, moralimizi bozacaklar. Üstümüze gelip, küçümseyecekler. “Gerze kaç paralık yer ki, istersem hepinizi satın alırım” diyecekler. Dost bildiğimiz, kardeş bildiğimiz insanların vücutlarından ‘Alien’ filmindeki  gibi fışkıracaklar. Türlü Ali Cengiz oyunlarıyla karşılaşacağız.  Ve sonra bir gün palamut çaparasındaki bir baba, elleriyle işaret edecek oğluna kıyıdan geçerken  ve seslenecek; “Bak oğlum burası Çakıroğlu. Senin için yemyeşil kaldı karşısı ve sana tek mirasımdır benden sonra sen koruyacaksın buraları..”

Lafı uzatmak, eritiverir asıl anlatılmak istenenin özünü. Bu nedenle uzatmadan söyleyelim;

Gerze insanı askerini de sever, polisini de. Bu nedenle burayı unutamaz görev yapıp gidenler. Gerze halkı ne askerine düşman olur, ne polisine. Gerzeli Güneydoğu’da şehittir, askeriyede paşadır, erdir. Askerine dil uzatana ilk önce kendisi bilenir. Dinine sahip çıkar Gerzeli, ama yaşatmaz  içinde Allah’ıyla arasına gireni. Gerzeli ‘Mustafa Kemal’in ışığını taşır yüreğinde, onu anlatır çocuklarına ve o çocuklar asker olur, polis olur, hakim olur, öğretmen olur, akademisyen olur  yurdun dört bir köşesinde.

Bu nedenle Anadolu’dur Gerzeli, ama hakkını verir Anadolu’nun.. Bilir ki parayla değil, koruyarak hak edilir bu topraklar..

Ve teşekkürler:

Köyüne, toprağına, ilçesine, yaşamına, onuruna sahip çıkan Gerzelilere. Haklı haykırışına rağmen coplanan, biber gazı, yiyen insanlara.  Gerze’nin dimdik duruşunu yurda duyuran Gerze Gündem’e. Aklını ve vicdanını  dinleyerek bu mücadeleye destek veren kerkese…

Saygılarımla,

Erdem ÇAĞLAYAN

[email protected]

Gerze Gündem Haber