Siz hiç müziğin ritmini duyamadığınız halde halaya tutuşmak istediniz mi? Tekerlekli sandalyede oturup da koşmayı denediniz mi? Çocuğunuzu okula sırtınızda götürmek zorunda kaldınız mı?

Bu soruların yanıtlarını düşündüğümüzde engelli yada engelli yakını olan vatandaşlarımızı daha iyi anlayabileceğimize ve bu şekilde doğruyu yakalayabileceğimize inanıyorum.

Ülkemizde engellilerin  %51’i eğitime,

  %39’u sağlığa, 

  %40’ı adalete erişimde,

 %51.3’i ise toplumsal yaşama katılımda ayrımcılık içeren uygulamalarla karşı karşıya kalmaktadır.

Engelli nüfusun işsizlik oranı ise %72 civarındadır.

Nüfusumuzun neredeyse yarıya yakını engellilik olgusundan etkilenirken gerek yasal düzenlemeler ve uygulanması açısından gerekse toplumsal farkındalık ve kuralların toplumun bütününe yansımasında çağdaş bir seviyeye erişemediğimiz maalesef ülkemizin gerçeğidir.

Özellikle engelli vatandaşlarımızın % 71,3’ünün engellilikle ilgili mevzuattan haberlerinin olmaması çok düşündürücüdür. Yani yasal düzenlemeyi yapıyoruz ama hedef kitle bundan habersiz.

Acıma değil, hak temelli bir yaklaşım için; engelsiz olduğunu düşünenlerimizin  zihinlerindeki  empati engelini kaldırılmamız gerekmektedir. İşte ancak o zaman  engelli vatandaşlarımızın en büyük şikâyeti olan, doğru bakış açısına sahip olunmaması nedeniyle ortaya çıkan, ayrımcı ve dışlayıcı yaklaşımlar bitecektir.

Bu vesile ile başta fikirdeki ve gönüldeki engellerin kalktığı hakkaniyetli bir yaşam diliyorum.

Gerze Gündem Haber