Aykın, “05.Şubat.2014 gece saatlerinde sebebi bilinmeyen çıkan yangın sonucu, tescilli tarihi eser olan 2 bitişik bina feci şekilde yanarak yok oldu. Tabiki öncelikle can kaybı olmaması ve yangının çevreye zarar vermeden söndürülmesi  sevindirici kısmıdır. Bina Sahiplerine de geçmiş olsun dileklerimizi sunarız.

Kültür Bakanlığınca  Tarihi Eser olarak Tescilli bu yapıların, Gerze’mizdeki Sivil Mimari Yapılarının son örneklerinden olup bu şekilde yok olmaları ayrıca üzüntü vericidir.

Bu iki Bina , İl Kültür müdürlüğü ve Mimarlar Odası koordinasyonunda , Kültür bakanlığınca belgelenmiş olup, rölöve , restitüsyon proje, fotoğraf albümleri ve raporları İlgili Kurumlarda bulunmaktadır.

Bu tür yapıların böyle yitirilmesinin nasıl sonuçlanacağı konusu , Mülk Sahipleri ve Halkımızı bilgilendirme ihtiyacı olduğu görülmektedir.

Kültür Bakanlığı 2863 sayılı Koruma Kanununa bağlı olarak Yüksek Kurulun 660/5.11.1999 İlke kararının 3.maddesi aynen şu şekildedir.

“3) Yeniden Yapma (Rekonstrüksiyon) Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen ve tescil edilmesine ilişkin gerekli özellikleri taşımasına rağmen elde olmayan sebeplerle tescili yapılmamış veya herhangi bir nedenle yitirilmiş olan yapının, gerek kültür varlığı niteliği, gerekse kültürel çevreye olan tarihsel katkıları açısından, eldeki mevcut belgelerden (yapı kalıntısı, rölöve, fotoğraf, her türlü özgün yazılı - sözlü, görsel arşiv belgesi vb.) yararlanmak suretiyle kendi parsellerinde daha önce bulunduğu yapı oturum alanında, eski cephe özelliğinde, aynı kitle ve gabaride, özgün plan şeması, malzeme ve yapım tekniği kullanılarak, kapsamlı restitüsyon etüdüne dayalı rekonstrüksiyon uygulamasının koşulsuz sağlanmasına, Ancak uygulama gerçekleşinceye kadar parsellerde her türlü inşai ve fiziki müdahalenin yasaklanmasına, (otopark, fuar, sergileme vb.) yeni bir işlev ile kullanma ve aynı parselde tescilli yapı yerinde veya diğer boş alanlarda başka bir yeni yapılaşmaya izin verilmeyeceğine, Tüm bu uygulamalar için koruma kurulu kararının alınması gerektiği “ şeklindedir.

Kuralların bu kadar net ve kesin olması , Kültür varlığını koruma adına olumlu bir yaptırım olsada, mağdur olan mülk sahiplerinin hiçbir yaptırım gücü bulunmamakta ve mağduriyetleri daha da artmaktadır. Bu aradaki boşluğun Kamu tarafından doldurulması şarttır.

Bakanlığın Bu tür Tarihi yapılara hibe olarak verdiği  proje ve onarım yardımı ise yetersiz kalmakta, projeler ve yapıların onarımı tamamlanamamaktadır.

Kültür Varlığının Korunması adına  çıkarılan yasalar , sadece kültür varlığını korumamalı, O Tarihi Yapının sahiplerinde korumalıdır.Mağdur olan mülk sahiplerinin haklarını koruyacak önlemlerin kısa sürede alınması yolunda olumlu adımların atılmasını,  Mimarlar Odası olarak gerekli görüyoruz.” dedi.

Gerze Gündem Haber